|Röportaj:Abdullah Kurtay |Fotoğraf ve Video: Candaş Kurtay
Kendine has uslubu, sorulara net yanıtları ve güler yüzlü özelliğiyle tanıdığımız Mercedes-Benz Türkiye’nin Otomobil Grubu Pazarlama ve Satış Direktörü Şükrü Bekdikhan bu ayki konuğumuz. Bekdikhan’la Türkiye pazarındaki Alman otomobil markalarının hakimiyetini, Premium segmentinde Mercedes-Benz liderliğini ve “Otonom Sürüş”ü konuştuk
A. Kurtay: Son 6 ayın kısa bir değerlendirmesini yapar mısınız?
Ş. Bekdikhan: Son altı aya genel olarak baktığımızda pazar %2 geriye gitmiş, biz %8 ileriye gitmişiz. Bu dönemde bizim performansımız açısından memnunuz. Özetle Premium Segment’te birinciyiz diyebilirim.
Premium segmentte pazar ciddi şekilde genişledi
A. Kurtay: Son yıllarda üst segmentteki otomobil satışları birden bire deyim yerindeyse ‘satış patlaması’ yaşıyor. 3-5 binli satışlardan, ne oldu da 30-35 binlere ulaşıldı? Türkiye’de ne oldu?
Ş. Bekdikhan: Türkiye’de değişen bir şey olmadı ancak, bu artış markaların ürettikleri ürünlerin silindir hacimlerinin Türkiye pazarına uygun hale gelmesiyle oldu. Bizim vergi yapımızı biliyorsunuz. 1.6 lt’ye kadar motora sahip olanlar daha düşük vergi dilimine tabiler.
Premium segmentte yer alan bütün marka küçültme yaptılar ve şimdi neredeyse hepsinde 1.6 motora sahip ürünler var. İşte bu değişimle birlikte pazar ciddi şekilde genişledi diyebiliriz.
Alman otomobil markalarının Türkiye otomobil pazarına da hakim olması çok normal
A. Kurtay: Türkiye’de pazara baktığımızda ithal otoda Alman üstünlüğünün hakim olduğunu görüyoruz. Bunun nedeni ne olabilir?
Ş. Bekdikhan: Bizim markamızdan örnek verecek olursak; Mercedes-Benz 130. yılını kutlayan bir firma. Yani otomobil üretim geleneği 130 yıldır var olan bir firma Mercedes-Benz. Buradan hareketle Almanya’da otomobilin hikayesi çok uzun yıllardır devam ediyor. Ve Alman markaları tümüyle; üretim kalitesini, üretim çeşitliliğini, segment genişliğini yıllar içinde çok üst noktalara taşımış durumda. Bu anlamda baktığımızda Alman otomobil markalarının yaygınlaşması, Türkiye otomobil pazarına da hakim olması bence normal bir sonuç. Üstelik bu tüm dünyada da benzeri şekilde aslında…
Türkiye’de refah düzeyi iyileşti
A. Kurtay: Türkiye’de alıcı profilinde değişim var mı?
Ş. Bekdikhan: Elbette şunu da söylemek lazım: Türkiye’nin ekonomik gücü son 10 yıl içinde yukarı doğru belirgin bir şekilde artış gösterdi. Refah düzeyinin iyileştiğini görüyoruz. Bir yandan bu iyileşme gözlenirken, diğer yandan biraz önce söylediğim gibi, tüm markaların düşük hacimli motora sahip araçlar getiriyor olmalarıyla birlikte premium araçlara ulaşılabilirlik arttı. Bu iki etken birleştiğinde daha yüksek satış adetlerini getirdi.
Piyasa kendini iyileştirecek
A. Kurtay: 15 Temmuz darbe girişiminin satışlar üzerinde negatif etkisi oldu mu? 2016’nın son döneminde satışlar nasıl olur?
Ş. Bekdikhan: Otomobil satışlarında temmuz ve ağustos ayları zaten yavaş aylardır. Eylül, ekim, kasım ve aralık geleneksel olarak Türkiye’de otomobil pazarının hızlı hareket ettiği dönemlerdir. Bizim de beklentimiz piyasanın giderek hızla kendini iyileştirmesi yönünde ki, zaten hükümetin de açıkladığı çok yeni bir takım destekler var. ÖTV’nin çeşitli segmentlerde indirilmesi, hibrid araçlara desteklerin verilmesi gibi… Piyasa bunlarla birlikte moral bularak, bence yılı geçen yılın kapanış seviyelerinde veya oraya çok yakın noktalarda tamamlar.
Değişken kur hareketleri pazarı bozar
A.Kurtay: Kurların artması, ya da dalgalanması satışlar üzerinde nasıl etki yapıyor?
Ş. Bekdikhan: Biz Türk Lirası ile araç satışı yapıyoruz. Kurlar yükseliyorsa, araç pahalılanıyor demektir. Bu da sizin cebinizi, alım gücünüzü etkiler. Kurlar hızlı bir şekilde ilerlemediği sürece sorun yok; ama dalgalı kur hareketi bizim için iyi bir süreç değil.
Hibrid otomobiller önemli bir kategori
A. Kurtay: Biraz önce hükümetin aldığı bir dizi destek önlemine değindiniz. Yenileme ve hibrid desteği pazara nasıl bir hareket kazandırır?
Ş. Bekdikhan: Dünya yavaş yavaş elektrikli otomobillere doğru gidiyor. Bu trend içinde hibridi ara geçiş olarak görüyoruz ve çok önemsiyoruz. Hibrid otomobiller bizce hem verimliliği arttırma yönünde, hem de ulaşılabilir olmaları yönüyle önemli bir kategori. Bu kategorideki ürünlerin daha cazip hale gelmesi bence hem ekonomiye katkı sağlayacak, tüketim açısından; hem de çevreye daha saygılı otomobillerin piyasaya girmesi sağlanmış olacak. Bu anlamda hibrid otomobillere tanınan vergi desteğini olumlu olarak görüyoruz.
Yenilenme konusuna gelince; bugüne kadar premium segmentte taksiler hiç yoktu. Belki bu vesile ile bizim premium segment araçların havaalanları veya otel kategorilerinde yer alma şansları olur. Belediyelerin de bir ta kım destekleri ile genişleyebilir ama, yine de hacmin çok büyük olmasını beklemiyoruz.
A Serisi, Mercedes-Benz’in kimliğine enerjik bir değer kattı
A. Kurtay: A Serisi’nden beklediğiniz performansı yakaladınız mı?
Ş. Bekdikhan: Bu konuya şöyle bakmak lazım: Mercedes-Benz’e ulaşmak için en uygun giriş alanı A Serisi’dir. Hem dizaynı itibariyle, hem de sportif imajı ve görünümü ile A Serisi, pek çok genç tüketiciyi bizim alıcı kitlemize kattı. Ortalama yaş seviyesi 30 yaşlara kadar geriledi. Mercedes-Benz’in kimliğine çok daha enerjik bir katma değerde bulundu. Onun için A Serisi’nden son derece memnunuz.
Şu anda “Otonom Sürüş” için daha işin çok başındayız
A. Kurtay: Otonom sürüş ile ilgili görüşlerinizi paylaşır mısınız?
Ş. Bekdikhan: Otonom sürüşün tam olarak uygulanabilmesi için hem yasal, hem de teknik alt yapının bir arada olması gerekir. Şu anda varılan noktayı otonom sürüş desteği olarak tanımlayabiliriz. Yani tam olarak otonom sürüş yapılamıyor ama belirli anlarda ve belirli trafik durumlarında destekleyici bir ünite olarak bulunuyor.
Ama zaman içinde mutlaka gelişecektir. Çünkü otonom sürüşün sunduğu pek çok fayda var. Bu faydayı insanların kazanması gerekiyor.
Bence 3-5 yıllık bir süre içinde daha olgun bir hale gelecek, daha genişleyecek ve kendi yolunu bulacaktır.
Kiralamada alışkanlıklar değişiyor
A.Kurtay: Son olarak filo satışlarında Mercedes’in durumu nedir?
Ş. Bekdikhan: Filo pazarının giderek genişlediğini görüyoruz. Ancak araçlarımızın hem yapısı, hem de fiyatları itibariyle bizim filoda geniş bir alanımız olmasa da günlük kiralama ve uzun dönem kiralama dediğimiz iki ayrı alternatifin içerisinde şu anda mevcutta varız. Yıllar içerisinde toplam satışlarımız içerisinde % 10-20 bantında hareket eder seviyesinde. Özellikle uzun dönem kiralama alanının hızla geliştiğini görüyoruz. Keza günlük kiralamada da alışkanlıklar hızla değişiyor. İnsanlar kendi araçlarını bir şehirden başka bir şehire götürmek yerine, gittiği yerde araç kiralamayı daha çok tercih eder oldular.
Şükrü Bedikhan Röportajı Videosu